AYAZ 4. BÖLÜM



Ağlayarak arabasına bindi toprak yolda lastiklerin çıtırtı sesleri eşliğinde dağ evinden uzaklaştı. Araba toprak yolun engebelerinde sarsılarak yokuş aşağı yavaş yavaş iniyordu. Karısını ve oğlunu düşünüyordu. Neredeydi ? Kim kaçırmıştı ? Ne istiyordu?

Eve geldi arabasını park etti. Dizlerinde derman yoktu zar zor eve girebildi. Ceketini koltuğun üzerine attı ve viskisini alıp oturdu. Tavana gözlerini dikti. Anıları canlandı gözünde. Buketi ilk gördüğü anı hatırladı. Düğünlerini, Mert'i ilk kucağına aldığını, okula başladığındaki hallerini. Şimdi en ufak bir haber bile alamıyordu.

Öylece sızıp kalmıştı koltukta. Sabah ilk ışıklarında uyandı. Lavaboda yüzünü yıkadı. Ailesini nerde bulacağını hatta nerede arayacağını dahi bilmiyordu. Şirkete gitmek üzere evden ayrıldı. Saçları darmadağın kıyafetleri kırışmış bitkin halde şirkete girdi. Odasına girdi koltuğuna yaslandı.

Birkaç dakika sonra kapı tıkladı ve sekreter elinde zarf ile içeri girdi. Kalbi yerinden fırlayacak gibi oldu. Hemen başıyla dışarı çık işareti yapıp zarfı açtı. Bir kağıt vardı ve yine bir paket çıktı. Paketi açtı gözlerine inanamadı kesilmiş parmaklar vardı. "Hayır" diye haykırdı. Notu açtı. Küçük bir nottu bu.

" Borcum var sana ve taksitle ödeyeceğim. Bu ikinci taksit. Şimdi alttaki adrese gel orda bekliyorum" yazıyordu.
Kenan hızla şirketten ayrıldı. Dediği adrese gitti. Eskiden yetiştirme yurdu olarak kullanılan boş bir binaydı burası. Anlam veremedi. Binaya girdi. Koridorda kendine ait birçok bilgi, resim ve tehdit dolu yazılar vardı. Yerde ok işaretleri vardı. Takip ederek ilerledi.

Üst kısmı beyaz alt kısmı sarı renkle boyalı duvarlı tozlanmış mozaik zemini olan koridorda ilerledi. Merdivenden üst kata çıkmaya başladı. Korkulukları örümcek kaplı binada sesler yankılandı. "Öleceksin Kenan." Kenan duraksadı ürperdi eline beline atıp silahını çekti. Merdivenin boşluğundan yukarı bakarak yavaş adımlarla üst kata çıktı.
Ok işaretleri onu koridora yönlendirdi. Duvardaki tehdit dolu yazılar ve gelen o ses Kenan'ı çok etkiliyordu. Kenan karanlık koridorda yavaş yavaş ilerlerken oklar soldaki odaya girmesini işaret ediyordu. Odadan sapsarı bir ışık koridora yansıyordu. Kenan yavaşça içeri girdi ve şok geçirerek elinden silahını düşürdü. Dizlerinin üstüne düştü. Gözleri tavana bakarken ağzı açık kaldı ve gözünden bir damla yaş süzüldü.
Buket tavana asılmış cansız bedeni kanlar içinde ve öylece sallanıyordu...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CENNETTEN GELEN KOKU...

Mucizem

DALGA...