AYAZ " FİNAL "

Saat epey ilerlemiş Aslı uykusundan bir irkilme ile uyanmıştı. Şaşkın bir ifadeyle Kenanın gözlerine baktı. Kenan gülümsedi ve alnından öptü. Aslı da sıkıca sarıldı. Kenan için huzurun kelime anlamı yaşadığı o anki durum olabilirdi ancak.

Saati sordu Aslı. Gece yarısı olmuştu. Eve dönmesi gerektiğini söyledi Aslı. Kenan bırakayım seni dedi. Aslı başka seçenek olmadığı için kabul etti. 

Çam ağaçlarının arasında toprak yolda ilerliyordu kamyonet. Kenan bir gözü yolda bir gözü Aslıda arabayı sürüyordu. Bu yolculuk hiç bitmesin, Aslı yanından hiç gitmesin istiyordu. 

Biraz daha ilerledikten sonra ormanın en sık olduğu bölgede yola bir çam ağacı devrilmişti. Kenan yavaşladı ve ağacın önünde durdu. Arabadan indi ve bu nasıl olur diye şaşırdı. 

Ağaca yaklaştığında köpeklerin hırlama sesini ve bir kaç kişinin ayak sesini duydu. Kenan tedirgin bir halde kim var orda diye sordu. Kahkaha sesi gelmişti. " Benden kaçabilir miydin " diye cevap geldi. Karanlıktan gelen ses yaklaşıyor Kenan kaçma planı yapıyordu. 

Aslı arabaya bin dedi Kenan. Aslı sessiz ve bir o kadar da hareketsiz duruyordu. Aslı acele et gitmemiz gerek dese de Aslı kıpırdamadan duruyordu. Kenan anlamıştı ve arabaya atlamış kaçacakken Aslı anahtarları almıştı. Kenan ne olduğunu anlayamıyor ne yapacağını bilmiyordu. Aslı gülümseyerek gerçeklerden kaçamazsın Kenan diyordu. 

Kenan hızlıca ormana daldı ki köpekler peşine koşmuştu. Kenan çam iğnelerinin çıtırtıları icinde koşuyor adeta köpeklerin nefesini hissediyordu. Daha sa hızlanmak için hamle yaptı ki o anda ayağı dallara takılıp düştü. 

Köpek üstüne atlayıp Kenan'ı ısırmaya çalışıyor Kenan da kendini korumaya çalışıyordu. Birkaç dakika köpek saldırısına uğrayan Kenan o karanlıkta bir silüetin köpeği durdurması ile kollarını indirdi. 

Göğsünde bir ayak hissetti Kenan. Yıllardır bu anı bekledim dedi adam ve Kenan'a sert bir darbe vurarak bayılttı.

Sabah boş bir depoda buldu kendini. Elleri bağlı. Etrafta kendiyle alakalı resim, gazete haberleri, dergi köşe yazıları adeta attığı her adım kayıtlıydı o duvarlarda. Peki kimdi bu? Neden bu kadar çok bilgi toplamış ve saklanmıştı?

Demir kapı açıldı ve iki kişi girdi içeri. Kenan inanamadı gözlerine. Biri oğlu Mert diğeri hayatında ilk defa gördüğü yirmili yaşlarda bir genç. Ne olduğunu anlayamıyor şaşkınlık içinde bakıyordu. Mert neden yaptın bana bunu diye sordu. 

Mert gülümsedi. Anneme ihanet ettin yetmedi onu katlettin dedi. Kenan ben yapmadım böyle bir şey dedi. Mert başını iki yana salladı ve ona inanmadı. 

Bu genç kim biliyor musun ? Dedi. Kardeşim o benim. Hani o gençlik zamanlarında arkasını düşünmeden yaptığın çapkınlık zamanından. Hani bir sekreterin vardı ya sarhoşken tecavüz ettiğin kadın. İşte onunla senin oğlun. 

Seni yıllarca öldürmenin hayali ile yaşadı. Beni kaçırdı herşeyi anlattı. Sen beş para etmez adamın tekisin dedi. Aslıyı bile biz soktuk senin yanına. Sen herşeyi düzelmiş sanarken biz seni bekliyorduk. Tuzağa çok güzel düştün. Şimdi o yaşattığın şeyleri sen yaşa dedi ve Mert ayrıldı. 

Genç silahı çekti ve Kenanın alnına dayadı. 

Silah ateşlendi ve Kenan'ın cansız bedeni yere düştü...